Yüz gençleştirme işlemi kişiye özgü yapılmalı
Yaşlı surat bulguları her insanın karşılaşacağı bir süreç. Günümüz teknolojisiyle ihtiyarlamanın önlenebileceğini ifade eden Medicana International Ankara Sağlık Kurumu Plastik ve Rekonstüriktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Fulya Fındıkçıoğlu, surat yenileme ve gençleştirme çalışmalarının şahsa has olması gerektiğinin altını çizdi. Op. Dr. Fındıkçıoğlu, operasyonsuz surat gençleştirme usulleri arasında PRP, Fraksiyonel Mikro-iğneli Radyo Frekans RF ve iğnesiz mezoterapi uygulamaların günümüzde sıklıkla kullanıldığını belirterek ehemmiyetli bilgiler verdi.
Şahsın kendi kanı kullanılıyor
PRP; kanda bulunan trombositlerden elde edilen bir maddedir. Trombositlerin kapsadıkları bu sihrime etkenleri sayesinde uygulandıkları dokuda kemik, kıkırdak, asap, bağ dokusu, tendon yenilenmeye destekçi olduğu yapılan çalışmalarla gösterilmiştir. Surat bölgesi uygulamalarında ise kollajen yapımı uyarılır ve daha parlak ve devingen bir görünüm elde edilebilir. PRP uygulamasının ayrıntılarını paylaşan Dr. Fındıkçıoğlu; şahsın kendi kanı alındıktan sonra santrifüj operasyonuyla elde edilen trombositlerce zengin serum ince iğneleri olan şırıngalara dayanağı ile amaçlanan bölgelerde ten altına enjekte edildiğini ve aktif netice alabilmek için iki hafta ara ile 3-4 uygulama yapılması gerektiğine söyledi.
Gençlik uygulaması
Surat gençleştirmede büyüyen teknoloji sayesinde özel planlanmış mikro iğneler aracılığıyla cilt altına Radyo Frekans enerjisi verilmektedir. Faalliği bir sene kadar devam etmekte ve surat bölgesinde acı, iğne izi, morarma ve kanama olmadan altın iğnelerle 30-40 dakika içinde 2000 ve üzeri atış yapabilmektedir.
İğnesiz mezoterapi
Cildin altına bazı ilaçların enjekte edilmesi ilkeyi ile yapılan bir operasyondur. Orta ten katmanına vitamin, mineral, muhtelif enzimler ve aminoasit sevk edilmesi biçiminde yapılan bu operasyon 1987 senesinde seçenek tıp olarak değerlendirilmemeye, ananesel tıp usullerinden biri olarak kabul edilmeye başlandı. Uzun müddet iğne ile enjeksiyon yapılması biçiminde uygulanan bu rehabilitasyon kanama, morarma gibi muhtelif yan tesirlere de sahipti. Ancak günümüzde iğnesiz mezoterapi başka bir deyişle mezopeeling usulü geliştirildi.
Op. Dr. Fulya Fındıkçıoğlu, cildi gençleştirmek, sıkılaştırmak, kirleri gidermek için mineral, aminoasit, vitamin, enzim ve ilaçların orta ten katmanına verilmesi operasyonu olan mezoterapinin rehabilitasyonun yerine göre hazırlanan ilaç karışımının çeşidi ve ölçüyü de değişmekte olduğunu bildirdi.
Dr. Fınfıkçıolğu iğnesiz mezoterapinin ise elektroporasyon yolu ile bu solüsyonların ciltten daha derin katmana geçirilmesi operasyonu olduğunu anlatarak, “Elektriksel bir akım ile oluşan mikro kanallar ve kutuplaşma takviyesiyle lüzumlu rehabilitasyon kokteyli tenin orta katmanına geçer. Yapılan çalışmalarda iğnesiz mezoterapi sisteminin iğneli usule göre daha homojen bir ilaç uygulaması sağladığı için daha tesirli neticeler verdiği görülmüştür.” dedi.
30 yaşın geride kalmasıyla beraber ciltteki kollajen ve elastin lif oranında eksilmeler alana geldiğini vurgulayan Dr. Fındıkçıoğlu, buna ek olarak ciltte kuruluk da görüldüğünü ve bu vaziyetin de özellikle surat bölgesinde ince çizgiler ve buruşukluklara neden olduğunu ve ciltte elastikiyet kaybı olabileceğini bununla neticeyi olarak ta buruşukluk görünümü de derinleşmeler gözlemlenebileceğini aktardı. Fındıkçıoğlu, “Muhtelif vitaminler, mineraller, aminoasitler ve enzimler kapsayan iğnesiz mezoterapi işte bu noktada devreye girebilir.” dedi.
